MOSKOVA'da Bir Türk'ün Başarı Öyküsü Dünya Gazetesi / 20 Haziran 2006
Rusya da her şey değişmekte! Kılık kıyafetten başlayarak her alanda değişim görmek mümkün. En önemlisi Rusya artık geleceğe bakıyor. 1997 krizinden eser yok. Ülkenin 150 milyar dolarlık dış ticaret fazlası artık her türlü yapılanmayı mümkün kılıyor. Dolar karşısında ruble değeri son 3 yıl gerilemek bir yana iyileşmiş. Dış şoklara karşı 250 milyar dolarlık döviz rezervi bir yana 110 milyar dolarlık Petrol Döviz Fonu var. Bu yeniden yapılanmada Türkiye önemli bir taahhüt sektörüyle duruyor. 15 milyar dolarlık iş gerçekleştirilmiş.
Rusya'daki toplam yatırım ise gayri resmi 5 milyar dolar. Enka, yılda 300 milyon dolarlık kira geliriyle Moskova'da gayrimenkul gelir sıralamasında 3. sırada. Efes Pilsen, marka farklılaştırma siyasetiyle pazar payını yüzde 8'e çıkarmış. Üç tesis açmış Şişe Cam, bu ülkenin cam şişe ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyor. Zorlu Holding'in 1 milyon adet TV üretme kapasitesi var. Enka ile Koç Holding'in ortaklığındaki alışveriş merkezi Ramstore sayısı 40'a ulaşmış. Sadece Moskova'da 19 adet var. Arçelik 900 bin adetlik üretim kapasitesi olan fabrikasını bu yıl açıyor. Colin's'in Rusya pazarında 36 mağazası ve 118 satış noktası var. Eczacıbaşı'nın Nisan 2007'de tamamlanacak yatırımı 12 milyon Euro. 18 Türk firmasının satış mağazasının yer aldığı TOBB ile TİM ortak girişimi TOB-TİM'in Arkadia Türk Ticaret merkezi, 38 bin metrekarelik alana yayılıyor. Yapı Kredi, Garanti, Finansbank, DenizBank ve Ziraat Bankası'ndan oluşan 5 Türk bankası faaliyette.
Kremlin tören salonundayız. Kapasitesi 6000 kişilik olan tören salonu hıncahınç dolu. Rusya Ulaştırma Bakanlığı'yla DUMA'nın ortak ödülü olan “Ulaştırma Büyük Ödülü” olan 2005 Altın At Arabası Ödülleri dağıtılacak. Rusça anonstan Hastur'u anlamak mümkün. Sahneye 1970 doğumlu Ayhan Kara çıkıyor. Yol gösterici öncüsü ve babası Selim Kara'nın koluna girmiş olarak. Ayhan Kara, 198 aday arasından seçilmiş. Türkiye'de lisans eğitimi sonrası babası; “Hem bizden uzak olma hem de Rusça öğren” dediği ülkede mühendislik okumuş. Hastur ise 1986'dan beri İstanbul-Moskova-Sibirya'ya otobüs seferleri yapmakta. 1998 krizi ortamında Kara aile meclisi; “Şirketi kapat da öyle gel” diyor. Genç Kara, Hitler ya da Napolyon gibi Moskova'dan “ricat etmek” yerine “farklılaşmayı” öne çıkarıyor. Moskova'da organizasyon turizminde bir boşluk yakalıyor. 50 araca yakın bir Mercedes otobüs filosu kuruyor. Sürücülerini tek tek seçiyor. 2005 yılında bu alanda 150 bin insanlık bir taşıma gerçekleştiriyor. Yenilikçiliğini “3 T ilkesine” dayandırıyor: Rus kültürü, Avrupa standartları ve Türk misafirperverliği. Ürün farklılaşmasını strateji olarak benimseyince, 10 alanda hizmet sunar hale geliyor. Her iş, sertifikalı yapılıyor. 2'si turizm, 1 taşımacılık ve 2 ticaret olmak üzere 5 sertifika sahibi oluyor. Bütün bunların toplamı yepyeni bir “süreç yönetimi” getirince, Kara da büyük ödülün sahibi oluyor. Vurgulanması gereken bir yan daha var: Birincisi Rusya'nın en iyisi seçilen tek yabancısı ve ilk Türk olması. İkincisi ise bu ödüle giden uzun yolda jüri nihai kararının “rakiplerin onayıyla” verilmesi. Bu alandaki tek ihtisas dergisi olan Transportweekly, “Sembolik ödül ülkenin ulaştırma alanında bir simgesi oldu” yorumunu yapıyor. Türk-Rus İşadamları Derneği Başkanı Ali İhsan Ahıskalı'nın elinden ödülünü alan Ayhan Kara, sevincini dostları ve ailesiyle paylaşıyor. At Arabası Altın Ödülü alan Ayhan'ın babası, Selim Bey, 1950'li yıllarda at arabası ile başlamış. Halen Hatay'da Hastur otobüs şirketinin başında. Kardeş Latif, İstanbul'da Mercedes Benz en büyük bayilerinden. Diğer kardeş Reşat ise Arabistan'da taşımacılıkta en büyük olarak Sudan, Türkiye ve Yemen'e sefer organize ediyor.
Serçe Tepesi'nden Moskova'yı seyretmek bir başka. Yepyeni bir kent ortaya çıkmakta. 15 milyonu barındıran başkent, sadece bir kent değil aynı zamanda ekonominin nabzı. Kente her yıl çalışmak için gelen işçi sayısı 1 milyonu buluyor. Kaçak işçilerle bu sayı 3 milyonu bulmakta. Gelenler arasında Kazak, Türkmen, Tacik ve Türk işçiler var. Denetim mekanizmaları çok sıkı. İzinsiz çalışanlara göz açtırılmıyor. O kadar ki Rus olsanız bile Moskova dışından bu kente en fazla 3 gün kalma hakkınız var. 5 yılda araç sayısının 400 bin İstanbul'un 3 katıyla 3.5 milyona yükseldiği bir ortamda bu düzenlemeleri anlamak mümkün. Bütün bunlar bir petrol zengini ülkedeki gelişmelerin çok ötesinde. Ülke en önemli gelişme faktörü olarak yetişkin insan gücüne yaslanmakta. Ülkenin toplam yüksek okul mezunu sayısı Türkiye'nin toplam okur yazar sayısından fazla. Nazım Hikmet'in yattığı Devlet Mazarlığı'nda Rus sirkinin kurucusu Yuri Nikulin'in mezarlığı var. Ama adsız! Anıtını yaparlarken “Nasılsa tüm Rus halkı onu tanıyıp bilecek” demişler. Son 5 yılda buna eklenen en önemli girdi “güçlü bir liderlik”. Bu yüzden yakın zamanlarda bir Anayasa değişikliğiyle Rusya'nın Putin'in görev süresini 3. kez uzatacak bir gelişme olursa şaşmamak gerek.
Rusya Federasyonu artık 1. ligde. Güçlü bir liderlikle en çok 5 yıl sonra kişi başına 10 bin dolar geliri yakalamış olarak... 1997 krizinden sonra kişi başına gelirin 1000 dolar olduğunu hatırlayalım yeter. Bu yıl 18 milyar dolara ulaşacak olan ikili dış ticaretimizde artık gündem “Tır kontenjanını artırmak olamaz”. Mevlana'nın deyimiyle “Yeni şeyler söylemek gerek cancağızım”. Bundan sonra odaklanacağımız konu bu ülkenin en iyisi olan Ayhan Kara'ların sayısını artırmak olmalı...